Keyhüsrev (Farsça: کیخسرو, Avestaca: Kavi Haosravah), İran mitolojisinin en büyük kahramanlarından biridir ve Firdevsi’nin Şehname eserinde Keyaniler sülalesinin efsanevi hükümdarı olarak yer alır. Adı “iyi şöhretli kral” anlamına gelir ve adalet, bilgelik ve intikam temaları etrafında şekillenir. Keyhüsrev’in hikayesi, Nevruz ile dolaylı olarak bağlantılıdır; çünkü onun dönemi, İran mitolojisinde bahar, yenilenme ve doğanın uyanışına vurgu yapan bir altın çağla ilişkilendirilir.
Keyhüsrev, Şehname’ye göre Siyavuş’un oğlu ve Ferengis’in (Turani bir prenses) çocuğudur. Babası Siyavuş, Turan hükümdarı Efrasiyab tarafından öldürüldüğünde, Keyhüsrev annesiyle birlikte İran’a kaçar ve dedesi Keykavus tarafından yetiştirilir. Efsaneye göre, Keyhüsrev’in hayatı intikam ve adalet arayışıyla geçer. Babasının katili Efrasiyab’ı yenmek için büyük bir savaş başlatır ve Turan’ı fethederek İran’ı yeniden birleştirir.
Keyhüsrev’in en dikkat çekici yönü, zaferlerinden sonra tahtı terk ederek kendini Tanrı’ya adamasıdır. Şehname’de, savaşlardan yorulduğu ve dünyevi hırslardan vazgeçtiği anlatılır. Dağlara çekilip kaybolduğu söylenir; bu da onun mistik bir figür haline gelmesine neden olur.
Keyhüsrev’in hikayesi, doğrudan 21 Mart’ta kutlanan Nevruz ile anılmaz; ancak onun altın çağı, Cemşid Efsanesi’nde olduğu gibi bahar ve yenilenme temalarıyla örtüşür. Cemşid’in sihirli kadehi “Cam-ı Cem”in Keyhüsrev’e miras kaldığına inanılır ve bu kadeh, Nevruz’un bereket ve bilgelik sembollerinden biri olarak görülür. Keyhüsrev’in adalet dönemi, Nevruz’un getirdiği barış ve umut ruhunu yansıtır.
Keyhüsrev’in hikayesinde önemli semboller bulunur:
Keyhüsrev Efsanesi, İran ve Türk edebiyatında derin izler bırakmıştır. Nevruz efsaneleri arasında dolaylı olarak yer alır ve adalet arayışı teması, Demirci Kawa gibi hikayelerle paralellik gösterir. Türk destanlarında Keyhüsrev, “Alp Er Tunga” ile ilişkilendirilmiş ve onun Turan’la mücadelesi Türk-İran kültürel etkileşimini yansıtmıştır. Divan şiirinde ise Keyhüsrev, ideal hükümdar ve bilge kral olarak sıkça anılır:
“Keyhüsrev gibi tahtı terk eyledim, / Gönlüm dağlarda bir sır eyledim.”
Keyhüsrev’in hikayesi, Efrasiyab ile olan mücadelesiyle zirveye ulaşır. Efrasiyab, Turan’ın hükümdarı ve İran’ın düşmanıdır. Babası Siyavuş’un intikamını almak için yıllarca savaşan Keyhüsrev, sonunda onu mağlup eder. Bu zafer, Nevruz’un kültürel öneminde vurgulanan barış ve birleşmeyi simgeler. Efrasiyab’ın yenilgisi, kötülüğün iyiliğe karşı yenik düştüğü bir mitolojik anlatıdır.
Günümüzde Keyhüsrev Efsanesi, Nevruz kutlamaları sırasında dolaylı olarak hatırlanır. İran’da Nowruz’un altın çağ hikayeleriyle bağlantısı, Keyhüsrev’in adalet dönemini çağrıştırır. Türk dünyasında ise destansı anlatılarla yaşayan bu efsane, bahar bayramlarının evrensel temalarını güçlendirir: yenilenme, adalet ve umut.